Ben Ömer Çolakoğlu.
20 yılı aşkın süredir verilerle, sistemlerle ve teknolojilerle çalışıyorum. Bu yolculuk boyunca yüzlerce projeye, binlerce saatlik eğitime ve sayısız kurumsal dönüşüme şahit oldum.

Şirketlerin teknoloji yolculuklarında hep aynı adımlar tekrar eder:

  • Teknolojiyi belirlemek
  • Satın almak
  • Hayata geçirmek ve uyarlamak
  • Kullanmak
  • Sürdürülebilirliğini sağlamak

Bu adımların her biri kritik, ama hepsini bir arada taşıyan asıl unsur çoğu zaman gözden kaçar: teknolojiyi düşünme biçimi.

Çünkü kurumlar teknolojiyi satın alabiliyor, süreçlerine entegre edebiliyor, hatta ekiplerine öğretebiliyorlar. Fakat onu nasıl düşüneceklerini, nasıl anlamlandıracaklarını bilmediklerinde dönüşüm eksik kalıyor.

FeyoTech’i kurarken işte bu boşluğu doldurmayı hedefledim. Amacım, bilgiyi sadece erişilebilir kılmak değil; anlaşılır, uygulanabilir ve sahada değer üreten bir hale getirmekti.

Bizler teknik bir ekosistemin bireyleriyiz; veriyle, sistemlerle, yapay zekâyla çalışıyoruz. Ama her şeyden önce insanız.
Bugün, yapay zekânın her alanda hüküm sürdüğü bu çağda, insan olmak teknik olmaktan çok daha önemli hale geldi.

Geleceğin yetkinliklerine baktığımızda görüyoruz ki:

  • İnsan odaklı olmak,
  • Empati yapabilmek,
  • Sonuç ve çözüm odaklı düşünebilmek,
  • Farklı mimarileri bir araya getirip bütüncül çözümler üretebilmek…

Bunların hiçbiri teknik değil. Hepsi beşerî kavramlar. Ve bir teknolojik projenin ya da bir eğitimin başarısındaki en büyük etken de işte bu: insan motivasyonu.

İşte biz FeyoTech’te, yaptığımız her çalışmada bu yaklaşımı merkeze koyuyoruz.

  • Teknoloji satmıyoruz, teknolojiyi anlatıyoruz.
  • Bilgiyi ezberletmiyoruz, bilgiyi gerçekten öğretiyoruz.
  • “Nedir?” sorusuyla yüzeysel ezberler yapmak yerine, “Neden?, Nasıl?, Nerede?” sorularını sorarak bilgiyi hayata geçiriyoruz.

Bugün, danışman olarak süreçlere yön veriyor, eğitmen olarak bilgiyi paylaşıyor ve yol arkadaşı olarak ekiplerle birlikte ilerliyoruz. Çünkü biliyoruz ki:
Gerçek dijital dönüşüm, yalnızca sistemlerde değil, insanların zihninde başlar.